ZEYDAN KARALAR’LA KAVGA ETTİM
ZEYDAN KARALAR’LA KAVGA ETTİM
Serden ÇEVİK
yonat01@hotmail.com - 05425623387Biliyorum, bu satırlar size de ağır gelecek; ama bazı gerçekler, söylenmezse bizi daha çok yaralar.
Bugün mecburum… Bugün “kral çıplak” demek zorundayım.
Adana Büyükşehir Belediyesi de, Seyhan Belediyesi de başkan vekilleriyle ayakta durmaya çalışıyor.
Belki çabalıyorlar…
Ama bir şehrin kaderi vekâletle taşıyamayacak kadar ağırdır.
Adana’nın ruhu vekile sığmaz; bu şehir sahibiyle nefes alır.
Adana takımlarının halini görünce içimdeki sızı büyüyor.
Bir zamanlar tribünler şehrin kalbini taşırdı; şimdi o kalp ritmini kaybetmiş gibi…
Bir zamanlar pamuk tarlalarının beyazı, Adana’nın yazgısını aydınlatırdı.
Şimdi pamuk ekilmiyor; beyazımız bile solmuş.
Yeşilçam bir film çekti mi gala için Adana’ya koşardı.
Çünkü bu kentin ağaları, bu kentin itibarı vardı.
Şimdi hava durumu bülteninde bile adımız anılmaz oldu;
sanki memleket değil, unutulmuş bir kıyı kasabasıyız.
Bir zamanlar Türkiye’nin ilk dört kentinden biriydi Adana…
Bugün 26. sırada.
İşsizlik, insanların yüzünde sessiz bir gölge gibi geziyor.
Orhan Kemal’in kalemi bu sokaklarda dolaştı,
Yaşar Kemal’in rüzgârı bu tarlaları okşadı,
Müslüm’ün ilk acısı bu şehirde duyuldu,
Ferdi bu topraklarda büyüdü,
Fatih Terim bu sahalarda kendini kanıtladı.
Şimdi soruyorum:
Çukobirlik’i hatırlayan kaç kişi kaldı?
Gençlere sorsan, masal sandıkları bir isim…
Sabancıların fabrikasından emekli olmak bir zamanlar insanı hayata dik durduran bir nimetti;
evin olurdu, araban olurdu.
Şimdi aynı fabrikaların küllerini bile bulamazsın.
Aksantaş’ın yerinde rüzgâr bile esmiyor artık;
TOKİ blokları bir zamanın anı defterini kapatmış.
Güney Sanayi’nin adı geçince göğsümüz kabarırdı.
Şimdi o isim bile geçmiş zaman fiili oldu.
Belki de ben “Zeydan Karalar’la kavga ettim” demesem,
kralın çıplak olduğunu yine kimse hatırlamayacak.
Herkes kendi sessizliğine sığınıp susacak.
Oysa ben sadece,
içimde kaybolmuş bir Adana’nın şarkısını duyuyorum.
Unutulmuş, yarım kalmış, sahipsiz bir şarkı…
Belki bu satırlar bir gün toprağa düşer de filiz verir,
kim bilir…
Belki Adana yeniden hatırlar kim olduğunu.
Belki bu şehir bir gün yine küllerinden doğar,
pamuk tarlalarının beyazı gibi umut olur.
Okuyun diye attım bu başlığı....